VE
Yeroboam buhur yakmak için mezbahın yanında durmakta iken, işte, bir Allah adamı
RABBİN sözü ile Yahudadan Beyt-ele geldi.
2.
Ve RABBİN sözü ile mezbaha nida edip dedi: Mezbah, ey mezbah, RAB şöyle diyor:
İşte, Davudun evine bir oğul doğacak, onun adı Yoşiya olacak; ve senin üzerinde
buhur yakan yüksek yer kâhinlerini senin üzerinde kurban edecek, ve senin
üzerinde insan kemikleri yakacaklar.
3.
Ve ayni günde bir alâmet verip dedi: RABBİN söylediği alâmet şudur: İşte,
mezbah yarılacak, ve üzerinde olan kül dökülecek.
4.
Ve vaki oldu ki, Allah adamının Beyt-elde mezbaha nida ettiği sözünü kıral
işitince, Yeroboam mezbahın üzerinden elini uzattı, ve: Onu tutun, dedi. Ve ona
karşı uzattığı eli kurudu, ve onu kendisine döndüremedi.
5.
Ve Allah adamının RABBİN sözü ile vermiş olduğu alâmete göre mezbah da yarılıp
kül mezbahtan döküldü.
6.
Ve kıral cevap verip Allah adamına dedi: Rica ederim, Allahın RABBE yalvar, ve
benim için dua et ki, elim eski haline dönsün. Ve Allah adamı RABBE yalvardı,
ve kıralın eli eski haline döndü, ve evelki gibi oldu.
7.
Ve kıral Allah adamına söyledi: Benimle beraber eve gel ve dinlen, ve sana
hediye vereyim.
8.
Ve Allah adamı kırala dedi: Evinin yarısını bile versen seninle gitmem, ve bu
yerde ekmek yemem ve su içmem;
9.
çünkü RABBİN sözü ile bana: Ekmek yemiyeceksin, ve su içmiyeceksin, ve gittiğin
yoldan dönmiyeceksin, diye böyle emrolundu.
10.
Ve başka yoldan gitti, ve Beyt-ele gelmiş olduğu yoldan dönmedi.
11.
Ve Beyt-elde kocamış bir peygamber oturuyordu; ve oğulları geldiler, ve Allah
adamının o gün Beyt-elde yaptığı her işi ona anlattılar; ve kırala söylediği
sözleri de babalarına anlattılar.
12.
Ve babaları onlara dedi: Hangi yoldan gitti? ve oğulları Yahudadan gelen Allah
adamının hangi yoldan gittiğini görmüşlerdi.
13.
Ve oğullarına dedi: Benim için eşeğe palan vurun. Onun için eşeğe palan
vurdular; ve üzerine bindi.
14.
Ve Allah adamının ardından gitti, ve onu meşe ağacı altında oturmakta buldu; ve
ona dedi: Yahudadan gelen Allah adamı sen misin? Ve: Benim, dedi.
15.
Ve ona dedi: Benimle beraber eve gel, ve ekmek ye.
16.
Ve dedi: Seninle dönemem, ve evine gelemem; bu yerde seninle ekmek yemem ve su
içmem;
17.
çünkü RABBİN sözü ile bana denildi: Orada ekmek yemiyeceksin, ve su
içmiyeceksin, ve gitmek için geldiğin yoldan dönmiyeceksin.
18.
Ve ona dedi: Ben de senin gibi bir peygamberim; ve bir melek RABBİN sözü ile
söyliyip bana dedi: Onu çevir, seninle beraber kendi evine getir, ve ekmek
yesin, ve su içsin. Fakat ona yalan söyledi.
19.
Ve onunla döndü, ve onun evinde ekmek yedi, ve su içti.
20.
Ve vaki oldu ki, onlar sofrada otururken, kendisini geri getiren peygambere
RABBİN sözü geldi;
21.
ve o Yahudadan gelen Allah adamına çağırıp dedi: RAB şöyle diyor: Mademki
RABBİN sözüne karşı geldin, ve Allahın RABBİN sana ettiği emri tutmadın,
22.
ve geri geldin, ve sana: Ekmek yeme, ve su içme, dediği yerde ekmek yedin ve su
içtin; cesedin atalarının kabrine girmiyecektir.
23.
Ve vaki oldu ki, ekmek yedikten sonra, ve su içtikten sonra onun için, geri
getirdiği peygamber için, eşeğe palan vurdu.
24.
Ve o gitti, ve yolda bir aslan onu buldu, ve onu öldürdü; ve onun cesedi yolda
serilmiş kalmıştı, ve eşek onun yanında duruyordu; aslan da cesedin yanında
duruyordu.
25.
Ve işte, adamlar geçtiler, ve yola serilmiş olan cesedi, ve cesedin yanında
durmakta olan aslanı gördüler; ve geldiler ve kocamış peygamberin oturduğu
şehirde söylediler.
26.
Ve onu yoldan geri çeviren peygamber bunu işittiği zaman dedi: O, RABBİN sözüne
karşı gelen Allah adamıdır; RAB da onu aslana verdi, ve aslan onu parçaladı, ve
RABBİN ona söylemiş olduğu söze göre onu öldürdü.
27.
Ve oğullarına söyliyip dedi: Benim için eşeğe palan vurun; ve palan vurdular.
28.
Ve gitti, ve onun yola serilmiş cesedini, ve cesedin yanında durmakta olan
eşeği ve aslanı buldu; aslan cesedi yememiş ve eşeği parçalamamıştı.
29.
Ve peygamber Allah adamının cesedini kaldırdı, ve eşek üzerine koyup onu geri
getirdi; ve dövünmek ve onu gömmek için kocamış peygamberin şehrine geldi.
30.
Ve onun cesedini kendi kabrine koydu; ve: Vah, kardeşim! diye onun için
dövündüler.
31.
Ve vaki oldu ki, onu gömdükten sonra oğullarına söyliyip dedi: Ben ölünce Allah
adamının gömüldüğü kabre beni gömün; kemiklerimi onun kemikleri yanına koyun.
32.
Çünkü Beyt-elde olan mezbaha karşı, ve Samiriye şehirlerinde olan bütün yüksek
yer evlerine karşı RABBİN sözü ile nida etmiş olduğu söz mutlaka olacaktır.
33.
Bu işten sonra Yeroboam kötü yolundan dönmedi, yine yüksek yerlere kavmın her
ucundan kâhinler yaptı, yüksek yerlerin kâhinleri olsunlar diye her istiyeni
tahsis etti.
34.
Ve Yeroboam evini toprağın yüzünden söküp atmak ve helâk etmek için bu iş ona
bir günah oldu.