O
zaman Süleyman İsrailin ihtiyarlarını, ve sıptların bütün başlarını, İsrail
oğullarının atalar evleri emîrlerini, RABBİN ahit sandığını Davud şehri olan
Siondan yukarı getirmek için Yeruşalime, kıral Süleymanın yanına topladı.
2.
Ve bütün İsrail erleri yedinci ay olan Etanim ayında, bayramda, kıral
Süleymanın yanına toplandılar.
3.
Ve bütün İsrail ihtiyarları geldiler, ve kâhinler sandığı kaldırdılar.
4.
Ve RABBİN sandığını, toplanma çadırını, ve Çadırda olan bütün mukaddes
takımları yukarı getirdiler; bunları kâhinler ve Levililer yukarı getirdiler.
5.
Ve kıral Süleyman, ve kendi yanına toplanmış olan bütün İsrail cemaati onunla
beraber sandığın önünde idiler, çoklukça sayılamaz ve hesap edilemez koyunlar
ve öküzler kurban ediyorlardı.
6.
Ve kâhinler RABBİN ahit sandığını içeriye yerine, evin iç odasına,
kudsülakdasa, kerubilerin kanatları altına getirdiler.
7.
Çünkü kerubiler kanatlarını sandığın yeri üzerine geriyorlardı, ve kerubiler
sandığı ve onun sırıklarını yukarıdan örtüyorlardı.
8.
Ve sırıklar o kadar uzundu ki, sırıkların uçları iç odanın önündeki mukaddes
yerden görünüyorlardı; fakat dışarıdan görünmiyorlardı; ve bugüne kadar
oradadırlar.
9.
İsrail oğulları Mısır diyarından çıktıkları zaman RABBİN onlarla ahdettiği
Horeb dağında sandığın içine Musanın koymuş olduğu iki taş levhadan başka
içinde bir şey yoktu.
10.
Ve vaki oldu ki, kâhinler mukaddes yerden çıkınca, bulut RABBİN evini doldurdu,
11.
ve buluttan ötürü kâhinler hizmet için duramadılar; çünkü RABBİN izzeti RABBİN
evini doldurmuştu.
12.
O zaman Süleyman dedi: RAB koyu karanlıkta oturduğunu söylemiştir.
13.
Oturmak için sana bir ev, ebediyen mesken tutacağın bir yer yaptım.
14.
Ve kıral ardına dönüp bütün İsrail cemaatini mubarek kıldı; ve bütün İsrail
cemaati ayakta duruyordu.
15.
Ve dedi: İsrailin Allahı RAB mubarek olsun, o Allah ki, babam Davuda ağzı ile
söylemiş:
16.
Kavmım İsraili Mısırdan çıkardığım günden beri, ismim orada olsun diye bir ev
yapmak için, bütün İsrail sıptlarından bir şehir seçmedim; fakat kavmım İsrail
üzerinde olsun diye Davudu seçtim, demiş, ve elile yerine getirmiştir.
17.
Ve İsrailin Allahı RABBİN ismine bir ev yapmak babam Davudun yüreğinde idi.
18.
Fakat RAB babam Davuda dedi: Mademki ismime bir ev yapmağı yüreğine koydun,
yüreğine koyduğuna iyi ettin;
19.
fakat evi sen yapmıyacaksın; ancak sulbünden çıkacak oğlun, benim ismime evi o
yapacaktır.
20.
Ve RAB söylediği sözünü tamam etmiştir; çünkü babam Davudun yerinde ben
durmaktayım, ve RABBİN vadettiği gibi İsrail tahtında oturuyorum, ve İsrailin
Allahı RABBİN ismine evi yaptım.
21.
Ve orada sandık için yer yaptım, atalaramızı Mısır diyarından çıkardığı zaman
RABBİN onlarla yaptığı ahit onun içindedir.
22.
Ve Süleyman RABBİN mezbahı önünde, İsrailin bütün cemaati karşısında durup
ellerini göke açtı;
23.
ve dedi: Ya RAB, İsrailin Allahı, ne yukarıda gökte ve ne aşağıda yerde senin
gibi Allah yoktur; sen bütün yüreklerile önünde yürüyen kullarınla ahdi ve
inayeti tutarsın;
24.
sen babam Davud kuluna vadettiğini tuttun; evet, ağzınla söyledin, ve bugün
olduğu gibi elinle yerine getirdin.
25.
Ve şimdi, ya RAB, İsrailin Allahı, babam Davud kuluna: Sen önümde yürüdüğün
gibi önümde yürümek için ancak çocukların yollarına dikkat ederlerse, İsrail
tahtına oturmak için önümde bir adamın eksik olmıyacaktır, diye söylediğini
tut.
26.
Ve şimdi, ey İsrailin Allahı, niyaz ederim, babam Davud kuluna söylediğin söz
doğru çıksın.
27.
Fakat gerçek Allah yerde sakin olur mu? işte, gök ve göklerin gökü seni alamaz;
nerede kaldı ki, benim bu yaptığım ev!
28.
Fakat ya RAB Allahım, bugün senin önünde bu kulunun ettiği feryadı ve duayı
işitmek için bu kulunun duasına ve yalvarışına yünel;
29.
ta ki, bu kulunun bu yere doğru edeceği duayı işitmek için gözlerin bu eve:
İsmim orada olacaktır, dediğin yere, gece gündüz açık olsun.
30.
Ve bu yere doğru dua ettikleri zaman, bu kulunun ve kavmın İsrailin yalvarışını
işit; gökte, meskeninde işit; ve işitince bağışla.
31.
Bir adam komşusuna karşı suç ederse, ve yemin etsin diye ona bir and
yükletilirse, ve gelip bu evde, mezbahının önünde yemin ederse;
32.
o zaman gökte işit ve yap, ve kötünün yolunu kendi başına getirmek için onu
kötüliyerek, ve salihe salâhına göre vermek için onu haklı çıkararak kullarına
hükmet.
33.
Kavmın İsrail sana karşı suç ettikleri için düşman önünde vurulduğu zaman,
tekrar sana dönüp ismini ikrar ederlerse, ve bu evde sana dua ve feryat
ederlerse;
34.
o zaman gökte işit, ve kavmın İsrailin suçunu bağışla, ve babalarına verdiğin
diyara onları tekrar getir.
35.
Sana karşı suç ettikleri için gökler kapanıp yağmur olmazsa, ve bu yere doğru
dua ederlerse, ve ismini ikrar ederlerse, ve onları alçalttığın zaman
suçlarından dönerlerse;
36.
o zaman gökte işit, ve kullarının, ve kavmın İsrailin suçunu bağışla ki,
yürüyecekleri iyi yolu onlara öğretesin; ve kavmına miras olarak verdiğin
diyarına yağmur ver.
37.
Eğer memlekette kıtlık olursa, veba olursa, eğer sam yeli yahut küf, çekirge
yahut tırtıl olursa; eğer şehirlerinin olduğu memlekette düşmanı onu kuşatırsa;
hangi belâ, hangi hastalık olursa olsun;
38.
her hangi bir adam tarafından, bütün kavmın İsrail tarafından bir dua ve
yalvarış olursa, herkes kendi yüreğinin derdini bilip bu eve doğru ellerini
açarsa;
39.
o zaman gökte, meskeninde işit, ve bağışla, ve yap, ve yüreğini bildiğin her
adama bütün yollarına göre ver (çünkü sen, bütün adam oğullarının yüreklerini
ancak sen bilirsin);
40.
ta ki, atalarımıza verdiğin diyarda oturdukları bütün günlerce senden
korksunlar.
41.
Ve kavmın İsrailden olmıyan ecnebî de, senin ismin uğruna uzak memleketten
gelince
42.
(çünkü senin büyük ismin, ve kudretli elin, ve uzatılmış bazun hakkında
işiteceklerdir); gelip bu eve doğru dua edince;
43.
gökte, meskeninde işit, ve ecnebînin sana feryat ettiği bütün şeylere göre yap,
ta ki, kavmın İsrail gibi senden korkmak için, dünyanın bütün kavmları senin ismini
bilsinler, ve yaptığım bu evin senin isminle çağırıldığını bilsinler.
44.
Eğer kavmın, onları göndereceğin bir yoldan düşmanına karşı cenge çıkarsa, ve
RABBE, seçtiğin şehre, ve ismin için yaptığım eve doğru dua ederlerse;
45.
o zaman dualarını ve yalvarışlarını gökte işit, ve onların davasını gör.
46.
Eğer sana karşı suç ederlerse (çünkü suç etmiyen adam yoktur), ve onlara karşı
öfkeli olursan, ve onları düşmanın eline verirsen, ve onları sürgün edenler,
uzak olsun yakın olsun, düşman memleketine onları sürerlerse;
47.
fakat sürgün edildikleri memlekette düşünüp tekrar dönerlerse, ve: Suç işledik,
ve sapıklık ettik, kötülük ettik, diyerek kendilerini sürgün edenlerin
memleketinde sana yalvarırlarsa;
48.
onları sürgün eden düşmanların memleketinde bütün yüreklerile ve bütün canları
ile sana dönerlerse, ve onların atalarına verdiğin memleketlerine seçtiğin
şehre, ve ismine yaptığım eve doğru sana dua ederlerse;
49.
o zaman gökte, meskeninde dualarını ve yalvarışlarını işit, ve onların davasını
gör;
50.
ve sana karşı suç eden kavmını, ve sana karşı ettikleri bütün günahlarını
bağışla; ve onları sürgün edenlerin önünde sen onlara rahmet et ki, onlar da
onlara acısınlar
51.
(çünkü onlar demir ocağın içinden, Mısırdan çıkardığın senin kavmın ve kendi
mirasındırlar);
52.
ta ki, sana her feryat ettikleri zaman bu kulunun yalvarışını, ve kavmın
İsrailin yalvarışını işitmek için gözlerin açık olsun.
53.
Çünkü atalarımızı Mısırdan çıkardığın zaman kulun Musa vasıtası ile söylediğin
gibi, mirasın olmak için, sen onları dünyanın bütün kavmlarından ayırdın, ya
Rab Yehova!
54.
Ve vaki oldu ki, Süleyman RABBE bütün bu duayı ve yalvarışı bitirince, RABBİN
mezbahının önünden, elleri göke açık olarak dizleri üzerine çökmüş olduğu
yerden kalktı.
55.
Ve ayakta durdu, ve bütün İsrail cemaatini yüksek sesle mubarek kılıp dedi:
56.
Vadettiği bütün şeylere göre, kavmı İsraile rahat vermiş olan RAB mubarek
olsun. Kulu Musa vasıtası ile söylediği bütün iyi sözlerinden hiç bir söz boşa
çıkmadı.
57.
Allahımız RAB atalarımızla olduğu gibi bizimle beraber olsun; bizi bırakmasın
ve terketmesin;
58.
ta ki, bütün kendi yollarında yürümek için, ve atalarımıza emrettiği
emirlerini, ve kanunlarını, ve hükümlerini tutmak için yüreklerimizi kendisine
meylettirsin.
59.
Ve RABBİN önünde yalvarışımın bu sözleri gece gündüz Allahımız RABBE yakın
olsun, ta ki, bu kulunun, ve kavmı İsrailin davasını günü gününe görsün;
60.
ta ki, dünyanın bütün kavmları bilsinler, RAB, Allah olan odur; ondan başka
yoktur.
61.
Ve bugünde olduğu gibi onun kanunlarında yürümek için, ve emirlerini tutmak
için yüreğiniz Allahımız RABDE bütün olsun.
62.
Ve kıral, ve onunla beraber bütün İsrail RABBİN önünde kurbanlar kestiler.
63.
Ve Süleyman RABBE arzettiği selâmet takdimeleri kurbanı olarak yirmi iki bin
öküz, ve yüz yirmi bin koyun arzetti. Böylece kıral ve bütün İsrail oğulları
RABBİN evini tahsis ettiler.
64.
Ayni günde kıral RAB evinin önündeki avlunun ortasını takdis etti; çünkü
yakılan takdimeyi ve ekmek takdimesini, ve selâmet takdimelerinin yağını orada
arzetti, çünkü RABBİN önünde olan tunç mezbah yakılan takdimeyi ve ekmek
takdimesini, ve selâmet takdimelerinin yağını almak için küçük geldi.
65.
Ve o vakitte Süleyman, büyük bir cemaat, Hamata girilecek yerden Mısır vadisine
kadar olan bütün İsrail yanında olarak Allahımız RABBİN önünde yedi ve yedi
gün, on dört gün bayram etti.
66.
Sekizinci gün kavmı gönderdi; ve kıralı mubarek kıldılar, ve RABBİN kulu Davuda
ve kavmı İsraile gösterdiği bütün iyilikten dolayı sevinçle ve iyi yürekle
çadırlarına döndüler.